BYD, Şiddetlenen Rekabette Hindistan'da Satış Rekorları Kırıyor
Mumbai, 18 Ağustos 2025 – Çinli elektrikli araç (EV) devi BYD, 2025 yılının başlarında, 2024 yılının toplam satışlarını aşarak Hindistan'da 3.000'den fazla araç satarak rekor bir başarı elde etti. Bu, BYD'nin Hindistan pazarına girdiği günden beri ulaştığı en yüksek satış hacmidir.
Rekor Kırıcı Performans
The Sealion 7 SUV modeli, 2025 yılının ilk yarısında 1.232 adetle en çok satan model oldu. Onu takip eden eMax 7 MPV , Atto 3 suv , ve Fırça sedan, orta ve üst segmentte konumlandırılmıştır.
Büyüme Sürücüleri
BYD, bu yükselişini küçük pazarlara yaptığı stratejik açılımla açıklıyor. "Yatay Satış Stratejisi", bayilik ağının 34 metropol dışı şehre kadar genişlemesini sağladı ve böylece tüketiciye erişimi artırdı. Şirket, Eylül ayında başlayacak olan Hindistan'ın yaklaşan bayram sezonunda satışların daha da artacağını öngörüyor; bu dönem otomobil satın alımları için geleneksel olarak zirve dönemdir.
Artan Rekabet Zorlukları
Rekör satışlara rağmen BYD önemli engellerle karşı karşıya:
-
Yerelleştirme Engeları: Hindistan'lı düzenleyiciler 2023 yılında reddedilen 1 milyar dolarlık bir teklif dahil olmak üzere BYD'nin üretim planlarını defalarca engelledi. Bu durum, BYD'yi ithalata bağımlı hale getirerek yüksek gümrük tarifelerine yol açmaktadır.
-
Yeni Girişimciler: Tesla ve Vietnam'ın VinFast markası, Hindistan'a Temmuz-Ağustos 2025 tarihlerinde girdi. BYD, orta segmentte VinFast ve Hyundai ile rekabet ederken, lüks segmentte ise BMW ve Mercedes-Benz gibi markalarla başa çıkmak zorundadır.
Stratejik Bakış
bYD Hindistan sözcüğü, 'Planlanan süreden çok önce 3.000 satış barajını aşmak, güçlü marka kabulünü yansıtmaktadır.' şeklinde açıklamada bulundu. 'Bu kilometre taşını kutlarken, tarife kısıtlamaları ve artan rekabetle başa çıkmaya yoğunlaşmaya devam ediyoruz. Perakende ağımızı genişletmek, momentumu sürdürmek açısından hayati önem taşımaktadır.'
BYD'nin başarısı, Hindistan'daki artan elektrikli araç (EV) talebini vurgularken, küresel otomotiv üreticilerinin piyasa fırsatları ile jeopolitik gerçekler arasında kurmaları gereken karmaşık dengeyi de ortaya koymaktadır.